• İpek Semerci Dalkıran
  • 01.12.2020

Hikayelerimizin Değişimdeki Rolü


Hayatta herkesin bir hikayesi var değil mi?

Ya da biz hikayelerle anlam bulmayı seviyoruz diyelim. 

Kendi hikayelerimizin birer kahramanı olarak dünya gezegeninde yaşıyoruz.

Ve bir gün bir şeyler eskisi gibi gitmemeye başlayınca duruyoruz. 

Bir şey/ler bize rahatsızlık veriyor. 

Belki eskisi kadar mutlu hissetmiyoruz. 

Bazen de içimizde bir his var. Uyarı halinde sessiz çığlığı; duy beni diye…

Kimimiz bunu görmezden gelebiliriz. 

Hazır olmadığımızdandır bu durum. 

Kimilerimizse o ilk muhteşem soruyu sorar ki o ilk tetikleyicidir. 


Soru: Ne oluyor? 


İlk soru, ilk uyanıştır. Yaşanılan olaya, hissedilen duyguya, duruma göre değişebilir. 

Her ne olursa olsun o ilk soruyu sorduk mu, arkası gelir. 

Bir metaforla anlatsam şöyle derdim; Bir baraj düşünün, bir yerde bir çatlak oluşmuş olsun.

İlk damlayı sızdırır ya, o ilk sorudur işte. O barajın dolu tarafı bizim kendi çıkmazımızdır. 

Doğada her şey dengeye gelme eğilimindedir.

Ve hazır olduğumuzda, baraj yıkılmaya mahkumdur. Çünkü doğası gereği su, akmaya meyillidir. 

Gün gelir tüm setleri yıkar su…

Yapay derinlikten, gerçeğin sığlığına geçeriz. 

Aka aka yolumuzu buluruz. Duruluruz.

Benim değişim hikayemin başlangıcı da sağlığımdı. Sağlıkla sınandığım yirmi yılı aşkın zaman…

Önce beden sağlığım için çabalamam gerekti. 

Ancak sonrasında ruh sağlığımdaki sinyalleri duymam gerekti. 

Bu döngünün yıllarca devam etmesi benim her seferinde daha büyük bir değişimi kucaklamamı sağladı. 

Yok olmak ile var olmak arasında geçen bir değişim hikayesiydi benimkisi…

VHL Sendromu ile doğmuştum. Genetik bir mutasyon, hayatımı değiştiriyordu. 

Hayatım her değiştiğinde ben biraz daha değişiyordum.

Değişim bir seçim değil bir kavram olarak karşımdaydı. 

Bu yüzden başladığım okuma serüveni ile profesyonel koçluğa adım attım. 

Bu değişimin içinde anlam ve değerler arayışım başladı.

Ardından yüksek lisansta sosyal bilimlerde insan çalışmalarını seçtim. 

Ve pek çok bilginin peşinde sürüklenmenin keyfiyle bugüne vardım. 

Her uyandığım gün, yeni bir şans ve bu hep böyle…

Nefes aldığım her an bir şeyler keşfetmeye çalışıyorum…

Ne kadar çoğalırsam sanki o kadar azalıyorum…

Ne kadar okursam o kadar bilmediğimi farkediyorum…

Bazen değişimin hızına yeteri kadar ayak uyduramıyorum.

Bazı teknolojik değişimleri kavramakta güçlük çekebiliyorum.

Yılmadan devam etmeye niyetim. 

Öz şefkatimi de beslemeliyim.

Öğrendiklerimi davranışlarıma yerleştirmeliyim.

İki yıl önce bir gün değişimin başka bir evresine uyandım.

Kurumsal hayatla olan bağlarımı Bireysel hayatla değiştirdim. 

Özgürlüğün bin bir tonunda yeni yeni ipekler görüyorum. 

Yavaşlamak ne demek? Durmak ne demek? 

Boşluk demek ne demek?

Sadece kendimle söyleşilerin olduğu anlardan örülü,

Canımın istediği şeylerden kurulu, 

Eski ipeğe oranla daha sade bir yaşamın içinde yüzüyorum.

Dostlarım gerçek, kahve keyfim telaşsız, okumaların süresi kaliteli…

Kimliklerim daha net. 

Ne istediğimi biliyorum. 

Bilmediğimde de bırakıyorum, 

Aradığım cevaplar gelir, çünkü biliyorum…

Herkesin hikayesi farklı olsa da,

Hepimize çağrı/lar yaşam boyu hep gelir. 

Değişimin çağrısını duyuyor musunuz?

Duyduğunuzda kulak veriyor musunuz? 

Kulaklarınızı tıkıyor musunuz?

Halının altına mı süpürüyorsunuz? 

Evet her şey hazır hissetmekle başlıyor. 

Değişim, kendi içinde ayrı dinamikler taşıyor. 

Değişim sancılı bir süreç.

Değişim dediğin emek ister, aksiyon bekler…

Bazen ışık hızında gelir yerleşiverir değişim… 

Bazen siz çok hızlı değişirsiniz, sindirilmez.

Belki durup ilerlemek için gerilemek gerekir.

Yeniden güçlü adımlar için bu bir ihtiyaç olabilir.

Her değişimde, kendimize şefkat en büyük sermayedir. 

Değişimin mihenk taşı “Cesarettir”…

Ben değişim için yoldayım. 

Bazen o beni yönetir, bazen ben onu. 

Anlarız / anlamayız birbirimizi.

Yine de duyarız sesimizi, dinleriz…

Sizin değişim hikayeniz nerde başladı?

Yolun neresindesiniz?

Başlamaya/ilerlemeye hazır mısınız?

Değişim denince zihninizde, bedeninizde neler farkediyorsunuz?

Belki biraz bu sorulara odaklanmak iyi gelir…

Ardından hikayelere kaldığı yerden devam…


           “Binlerce kilometrelik bir yolculuk bile tek bir adıma başlamak zorundadır.”  Lao Tzu


İpek'le "Online Koçluk Seansı" için randevunu hemen oluşturabilirsin.